İletişim


Köprübaşı Değirmen Sokak İrfan Çarşısı (Tanınmış Helvacılar Arası) Eskişehir / Merkez Telefon: 0222 231 75 90


8 Aralık 2012 Cumartesi

Tırnaklarıyla Kazanmak

'Tırnaklarıyla kazanmak' işte buna denir

Örgü ustası Halil Hırçınbaş, uzun tırnakları, hünerli elleriyle her türlü kumaşı örüyor


18 Kasım 2011 Cuma 15:18

'Tırnaklarıyla kazanmak' işte buna denir

Yaptığı iş, görenleri hayrette bırakıyor. O, Eskişehir'in tek, Türkiye'nin ise 5-6 örücüsünden birisi. Osmanlı döneminde yapılan ve dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan örücülüğü 32 yıldır yapıyor. Birçok ünlünün, siyaset adamının, yırtılmış veya yanmış elbisesini, kostümünü uzun tırnakları, hünerli elleriyle iğne, iplik kullanmadan örüp eski haline getiren usta, Osmanlı'dan kalma bu mesleği icra edecek çırak bulamamaktan yakınıyor. Ata mesleğine devletin sahip çıkmasını, yeni çırakların yetiştirilmesini istiyor.

Günümüzde 5-6 örücü kaldı

 Örücülüğün geçmişi çok eski. Osmanlı'da şal dokuma sanatından günümüze kadar gelmiş bir meslek. Günümüzde kumaştaki yanık, yırtık, güve yemesi gibi her türlü tahribatı örerek eski haline getiren örücülerden 5-6 kişi kalmış. Bu ustalardan biri 45 yaşındaki Halil Hırçınbaş. O kumaşlardaki yanık, yırtığı örerek orijinal haline getiriyor. Adeta bir örümceğin ağ örmesi gibi dakikalarca uğraşıyor. Bunu yaparken aynı kumaşın farklı noktalarından aldığı iplikleri kullanıyor.

Halil Usta, elektrik teknisyeni ama kendi mesleğini yapmamış, hukuk fakültesini kazanmasına rağmen oraya da gitmemiş. Baba yadigârı olan örücülüğü seçmiş. Küçük mütevazı dükkanda 32 yıldır mesleğini icra ediyor. Çok özel olan bu zanaatı, başka bir ülkede yapabilen yok. Gelen elbiselerin çoğunluğunu ise yüksek paraya alınmış veya anısı olan ancak bir şekilde yanmış, yırtılmış, tahrip olmuş elbiseler, pantolonlar, kot, kazak ve ceketler oluşturuyor. Hırçınbaş, babasının ilk dükkânı 1947 yılında Bayat pazarında açtığını, kendisinin çocuk yaşlarda başladığı mesleği, aralıksız devam ettiğini ifade ediyor. İşini çok sevdiğini, önemli bir tüccarın bu iş için kendisini Fransa'ya götürmek istediğini fakat gitmediğini söylüyor ve "Gitseydim çok para kazanabilirdim. Ama ülkemde, milletime hizmet etmeyi tercih ettim" diyor.


'Bize bu mesleği öğret' diyen yok



"Bu mesleği öğrenen bir genç, asla işsiz kalmaz, para sıkıntısı çekmez." diyen Hırçınbaş, çırak bulamadıklarından dert yanıyor. Mesleğin ağır ve ince bir meslek olduğunu söylüyor, buna rağmen yaşı küçük olan kızına bu mesleği öğretmeyi planlıyor.
Halil Usta, şehirde tek olmasıyla hem gurur duyuyor hem de buna hayıflanıyor. Usta, "Mesleği sahiplenen yok. Bu meslek usta çırak ilişkisiyle öğrenilebildiği için gelecek nesillere çırak yetiştirelim, mesleğimiz devam etsin istiyoruz. Ancak çırak bulamıyoruz. Gelip de kapımızı çalıp "Ağabey bize bu mesleği öğret." diyen kimse bulamıyoruz" diyor. Örücülüğün meslek liselerinde ders, halk eğitim merkezlerinde uygulamalı olarak öğretilebileceğini anlatıyor Halil Usta ve "Devletimiz çalışma yapabilir. Dünyada giyim kuşamın olduğu sürece elbiseler her zaman yırtılacak, yanacak ve tadilat, onarım isteyecektir" diyor. Usta; Van'dan İzmir'e, İstanbul'dan Ankara'ya birçok şehirden iş aldığını, birçok ünlünün, siyaset adamının elbise, ceket, kostümünü, hatta bazı cumhurbaşkanlarının fraklarını ördüğünü anlatıyor.



http://www.haberekspres.com.tr/tirnaklariyla-kazanmak-iste-buna-denir-h24308.html